Kolda/kollarda ağrı, uyuşma veya çabuk yorulma şikayetine oldukça fazla rastlıyoruz. Bu hastalar genellikle nöroloji-ortopedi-fizik tedavi üçgeninde dolaşmakta olup şikayetlerine kesin çözüm bulamamış ve mutsuz kişilerdir. Göğüs kafesi üst çıkımında kollara giden damar (arter ve ven) ve sinirlerin sıkışmasından kaynaklanan ve çoğu zaman da boyun fıtığı, karpal tünel sendromu ile karışabilen şikayetleri vardır. Bu bölgede kemik, kas yada bağların doğuştan yada sonradan olan olaylar nedeni ile damarları ve sinirleri sıkıştırma torasik outlet sendromu (TOS) , omuz kapanı yada göğüs çıkım sendromu olarak bilinir.
Hastaların az bir bölümünde doğuştan gelen boyun omurlarından gelişen fazladan bir kaburga TOS gelişimi için bir risk faktörüdür. Göğüs kafesi çıkışındaki omuz ve boyun gibi yapılara yönelik yaralanma ya da kaza geçirmiş kişilerde TOS gelişme ihtimali daha yüksektir. Öte yandan kol ve omuza yönelik tekrarlayan hareket gerektiren mesleklerde (kompresör yada matkap kullananlar), yüzme, halter, cirit atma gibi spor yapan atletlerde, omuz, boyun ve kolun zorlanmasını özellikle de başüstü aktiviteler gerektiren başka iş, hobi yada spor yapan kişilerde de TOS gelişebilir. Sinir sıkışmasına bağlı ağrı, parestezi (his kaybı), güçsüzlük, periferik kaslarda (merkezden uzak kaslarda) atrofi (kas dokusu kaybı) görülür. Atardamar sıkışmasından dolayı da elde soğuma ve solukluk, ağrı, renk değişiklikleri, fonksiyon bozuklukları, trofik bozukluklar, parmak ucu iskemisi (beslenememe), gangren, kollarda incelme ve kuvvet kaybı, Toplardamar sıkışıyorsa kolda ödem, ekimotik renk değişiklikleri, dolgunlukta artma, deride nemlilik gelişir.
Teşhiste en önemli bulgu iyi bir muayene ve hastanın hikayesi olmakla beraber radyoloji ve EMG tedaviyi yönlendirmekte yardımcıdır. Tedavide öncelik fizik tedavi, manuel terapi, kinezyobantlama, uygun egzersiz programı ve yaşam tarzı değişiklikleridir. Bunlarla sonuç alınamayan hastalarda cerrahi tedavi (sıkışmaya sebep olan kaburganın alınması, kasın gevşetilmesi, vs.) önerilir.